Zorba kitabını ilk gençlik yıllarımda okuyup sonrasında film uyarlamasını da izlemiştim. Belki gençlik yüzünden kitabın hakkını tam veremeyişim veya Anthony Quinn' in müthiş performansı yüzünden film uyarlaması daha çok etkilemişti beni. Anthony Quinn bu filmle Oscar alamadı(bence almalıymış) çünkü Sidney Poitier, En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanan ilk Afrikalı Amerikalı oldu :) Quinn' in şansızlığı:( Kitabını da yıllar sonra sayende açtım. 1970 basımı, Ahmet Angın çevirisi. Hortense, Ortans diye çevrilmiş:)
Bora Abi, nefis ve bilgilendirici katkın, yorumun için ellerine sağlık 🙏
Bende de tersi olmuştu. Filmini yıllar önce izlemiştim ancak kitabına bir türlü fırsat gelmemişti. Günah'a Son Çağrı kitabının film uyarlamasını da izledikten sonra mutlaka Kazancakis okumak istiyordum. Zorba özelinde Anthony Quinn için olan yorumuna katılıyorum. Bir diğer rakibi de Dr. Strangelove filmiyle Peter Sellers olmalı bu arada. Bu arada bir anekdot, Quinn'in Gregory Peck'le birlikte oynadığı The Guns of Navarone filminin bir kısmı Rodos'ta çekiliyor ve yerel halkla çok kaynaştığı için, sıklıkla denize girdiği bir koya kendi ismi veriliyor.
1970 basımı kitabına saygı duydum 🫡 Ahmet Angın da araştırdığım kadarıyla yazar gibi Giritli. Tüm kitaplarını dilimize kazandırmış, bouboulina tabirini de konuşma diliyle bubulina diye çevirmiş 🙂
Teşekkürler pazar günümüze renk kattınız. Jules Verne' in kitabı bana Hugo filmini çağrıştırdı. Film bir masal tadında. Hugo isimli çocuk kendi varolma mücadelesi içindeyken, herşeye küsmüş ve bir kenara çekilmiş sinemanın ilk yönetmenlerinden olan Georges Melies i bize tanıtıyor. Filmde ilk sinema filminin Melies in ilk filmi Ay' a Seyahat i izliyor izleyici Hugo ile birlikte.
Yorumunuz ve katkınız için çok sağ olun 🙏 Ne güzel hatırlattınız! Hugo’yu yıllar önce ilk çıktığı sıralarda izlemiştim. Martin Scorsese’nin alışıldık tarzından farklı, gerçekten de masalsı gelmişti. Melies de filmde büyük bir sürprizdi, ben kendisinden ilk defa bir çocuk dergisinde haberdar olmuştum. Hugo gibi böyle sinema tarihine saygı duruşu yapan filmleri seyretmek büyük keyif.
Zorba kitabını ilk gençlik yıllarımda okuyup sonrasında film uyarlamasını da izlemiştim. Belki gençlik yüzünden kitabın hakkını tam veremeyişim veya Anthony Quinn' in müthiş performansı yüzünden film uyarlaması daha çok etkilemişti beni. Anthony Quinn bu filmle Oscar alamadı(bence almalıymış) çünkü Sidney Poitier, En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanan ilk Afrikalı Amerikalı oldu :) Quinn' in şansızlığı:( Kitabını da yıllar sonra sayende açtım. 1970 basımı, Ahmet Angın çevirisi. Hortense, Ortans diye çevrilmiş:)
Bora Abi, nefis ve bilgilendirici katkın, yorumun için ellerine sağlık 🙏
Bende de tersi olmuştu. Filmini yıllar önce izlemiştim ancak kitabına bir türlü fırsat gelmemişti. Günah'a Son Çağrı kitabının film uyarlamasını da izledikten sonra mutlaka Kazancakis okumak istiyordum. Zorba özelinde Anthony Quinn için olan yorumuna katılıyorum. Bir diğer rakibi de Dr. Strangelove filmiyle Peter Sellers olmalı bu arada. Bu arada bir anekdot, Quinn'in Gregory Peck'le birlikte oynadığı The Guns of Navarone filminin bir kısmı Rodos'ta çekiliyor ve yerel halkla çok kaynaştığı için, sıklıkla denize girdiği bir koya kendi ismi veriliyor.
1970 basımı kitabına saygı duydum 🫡 Ahmet Angın da araştırdığım kadarıyla yazar gibi Giritli. Tüm kitaplarını dilimize kazandırmış, bouboulina tabirini de konuşma diliyle bubulina diye çevirmiş 🙂
Teşekkürler pazar günümüze renk kattınız. Jules Verne' in kitabı bana Hugo filmini çağrıştırdı. Film bir masal tadında. Hugo isimli çocuk kendi varolma mücadelesi içindeyken, herşeye küsmüş ve bir kenara çekilmiş sinemanın ilk yönetmenlerinden olan Georges Melies i bize tanıtıyor. Filmde ilk sinema filminin Melies in ilk filmi Ay' a Seyahat i izliyor izleyici Hugo ile birlikte.
Yorumunuz ve katkınız için çok sağ olun 🙏 Ne güzel hatırlattınız! Hugo’yu yıllar önce ilk çıktığı sıralarda izlemiştim. Martin Scorsese’nin alışıldık tarzından farklı, gerçekten de masalsı gelmişti. Melies de filmde büyük bir sürprizdi, ben kendisinden ilk defa bir çocuk dergisinde haberdar olmuştum. Hugo gibi böyle sinema tarihine saygı duruşu yapan filmleri seyretmek büyük keyif.