Sorularınızın sessiz ortağı. 👐 Neden günlük tutarız? ✍️ Az bilinen 5 savaş filmi. 🪖 Oku: "Akıldışı Sevgilerimle - Dan Ariely" 📚 İzle: "The Royal Tenenbaums - Wes Anderson" 🎬
Merhaba ben de hayatımın farklı dönemlerimde hep günlük tutmuşumdur. Ben 2.türde günlük yazanlardanım. Yani genelde hayatın pik yaptığı zamanlarda daha çok günlük yazmışımdır. Ama şunu belirtmeliyim ki günlük yazmak kişiyi çok rahatlatan bir aktivite.
Çiğdem selam, çok sağ ol güzel yorumun ve katkın için 🙏 Günlük yazmanın insanın zihnini çok rahatlattığına yüzde yüz katılıyorum. Ve ilginçtir, yıllar önce yazdığın günlükleri şimdi açıp okusan, yazarken yaşadığın duyguyu hatırlıyorsun ancak zihninde, kalbinde aynı yoğunlukta hissetmiyorsun. Yazılı hale gelince kuş olup uçmuş sanki ☺️
Teşekkürler emeğiniz ve bu güzel yazınız için. Zaten pek filim izleyen birisi değilim ama öncelikle yazılarınız sayesinde, kendi hayatımda bunun ciddi bir eksiklik olduğunu hissetmeye başladım.
Günlük konusuna gelince bir süredir hiç sektirmeden dijital olarak yazıyorum, bazen basitçe olanları bazen yaptıklarımı bazen de o günde aldığım dersleri-bazen o anki hayal kırıklıkları veya öfkelenmeler ama dedim ya en önemlisi olaydan ne ders çıkarmam lazım? gibi şeyleri yazıyorum...
Sanırım bazı ufak rutinleri yapınca buna günlük yazmam da dahil hayatta bir az daha kendime zaman ve alan ayırma hissine kapılıyorum sanırım bu da benim gözümde en önemli yatırımlardandır.
Kitaplar konusunda özellikle çevri konusunda epey gelişmiş olsak da, bir az çekiniyorum; Özellikle psikoloji gibi çevrisi zor konularda. Yaşı yetenler bilirler mutlak, bir zamanlar çevriler rezaletti. Değil o eseri, insanı kitap okumaktan bile soğuturdu, öyle kötü çevrilerimiz vardı.Tabi buna öğrencilikten dolayı sokak aralarında, yerde satılan kitapları almamın da etkisi olabilir.
Ellerinize sağlık, yeni sayıyı sabırsılıkla bekliyorum, yayılmasına katkım olsun diye de re-stack yapıyorum...
Değerli yorumunuz ve daha çok insana ulaşmasına destek olduğunuz için çok teşekkürler 🙏
Tercüme konusunda mutlaka haklılık payınız var, bazı çeviriler gerçekten de motomot oluyor. Bu sayıda paylaştığım kitap popüler psikoloji diyebileceğim bir alt türde, konuşma diliyle yazıldığı için çeviride kaybolmuyor diye düşünüyorum. Yazarın asıl meşhur kitabı olan Akıldışı Ama Öngörülebilir, orijinal ismiyle Predictibly Irrational'ı ben de İngilizce okumuştum.
Günlük tutma konusundaki istikrarınızı takdir ediyorum. Rutinlerle ilgili görüşüm de şöyle, günümüzün o kadar yoğun bir bölümünü başkaları için sarf ediyoruz ki, kendimiz için yapageldiğimiz en ufak şey bile ömrümüzü iyi yaşıyormuşuz gibi hissettiriyor. Pencereyi açıp nefes almaktan, sevdiğimiz bir köşede birkaç sayfa okumaya kadar bu böyle. Benim için sanırım film izlemek de buna benzer bir mutluluk. Bazen kısıtlı zamanından ötürü bir filmi durdura durdura bir haftada bitirsem bile ☺️. Sinema konusunda da sizi motive edebildiysem ne mutlu bana.
Merhaba ben de hayatımın farklı dönemlerimde hep günlük tutmuşumdur. Ben 2.türde günlük yazanlardanım. Yani genelde hayatın pik yaptığı zamanlarda daha çok günlük yazmışımdır. Ama şunu belirtmeliyim ki günlük yazmak kişiyi çok rahatlatan bir aktivite.
Çiğdem selam, çok sağ ol güzel yorumun ve katkın için 🙏 Günlük yazmanın insanın zihnini çok rahatlattığına yüzde yüz katılıyorum. Ve ilginçtir, yıllar önce yazdığın günlükleri şimdi açıp okusan, yazarken yaşadığın duyguyu hatırlıyorsun ancak zihninde, kalbinde aynı yoğunlukta hissetmiyorsun. Yazılı hale gelince kuş olup uçmuş sanki ☺️
Teşekkürler emeğiniz ve bu güzel yazınız için. Zaten pek filim izleyen birisi değilim ama öncelikle yazılarınız sayesinde, kendi hayatımda bunun ciddi bir eksiklik olduğunu hissetmeye başladım.
Günlük konusuna gelince bir süredir hiç sektirmeden dijital olarak yazıyorum, bazen basitçe olanları bazen yaptıklarımı bazen de o günde aldığım dersleri-bazen o anki hayal kırıklıkları veya öfkelenmeler ama dedim ya en önemlisi olaydan ne ders çıkarmam lazım? gibi şeyleri yazıyorum...
Sanırım bazı ufak rutinleri yapınca buna günlük yazmam da dahil hayatta bir az daha kendime zaman ve alan ayırma hissine kapılıyorum sanırım bu da benim gözümde en önemli yatırımlardandır.
Kitaplar konusunda özellikle çevri konusunda epey gelişmiş olsak da, bir az çekiniyorum; Özellikle psikoloji gibi çevrisi zor konularda. Yaşı yetenler bilirler mutlak, bir zamanlar çevriler rezaletti. Değil o eseri, insanı kitap okumaktan bile soğuturdu, öyle kötü çevrilerimiz vardı.Tabi buna öğrencilikten dolayı sokak aralarında, yerde satılan kitapları almamın da etkisi olabilir.
Ellerinize sağlık, yeni sayıyı sabırsılıkla bekliyorum, yayılmasına katkım olsun diye de re-stack yapıyorum...
Değerli yorumunuz ve daha çok insana ulaşmasına destek olduğunuz için çok teşekkürler 🙏
Tercüme konusunda mutlaka haklılık payınız var, bazı çeviriler gerçekten de motomot oluyor. Bu sayıda paylaştığım kitap popüler psikoloji diyebileceğim bir alt türde, konuşma diliyle yazıldığı için çeviride kaybolmuyor diye düşünüyorum. Yazarın asıl meşhur kitabı olan Akıldışı Ama Öngörülebilir, orijinal ismiyle Predictibly Irrational'ı ben de İngilizce okumuştum.
Günlük tutma konusundaki istikrarınızı takdir ediyorum. Rutinlerle ilgili görüşüm de şöyle, günümüzün o kadar yoğun bir bölümünü başkaları için sarf ediyoruz ki, kendimiz için yapageldiğimiz en ufak şey bile ömrümüzü iyi yaşıyormuşuz gibi hissettiriyor. Pencereyi açıp nefes almaktan, sevdiğimiz bir köşede birkaç sayfa okumaya kadar bu böyle. Benim için sanırım film izlemek de buna benzer bir mutluluk. Bazen kısıtlı zamanından ötürü bir filmi durdura durdura bir haftada bitirsem bile ☺️. Sinema konusunda da sizi motive edebildiysem ne mutlu bana.
Sevgiler, selamlar 👋