Yazacağım ama nasıl? Ünlü yazarlardan rutin önerileri. ✍️ La mano de Dios -> Kaliforniya. 💰 Oku: "Öteki - Fyodor Dostoyevski" 📚 İzle: "The Creator - Gareth Edwards" 🎬
Yazma üzerine demişken, yerli yazarlardan da örnek verecek olursak, Ferhan Şensoy, Haldun Taner'den aldığı yazarlık dersini anlatıyor. Başarı, rutin ve disiplinden geçiyor.
Tam yerinde bir örnek abi, çok teşekkürler 🙏 “Bir marangoz sabahtan dükkanını açıp nasıl çalışmaya başlıyorsa,” diyor ya videoda üstad, harika bir benzetme 👍🏻
İnce övgünüz için çok sağ olun 🙏 Ne kadar güzel bir katkı yaptınız, Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları’nı okumamıştım, bir an önce edinmek istedim. Dostoyevski’nin düşünce dünyasıyla söz gelimi Turgenyev gibi yazarların bakış açısı taban tabana tabii farklı. Belki hepsi ülkelerinin iyiliğini istiyor ama yöntemleri uzlaşamıyor. Bizim toprakların aynı dönemdeki haline de benzetiyorum yer yer. Pan-Slavizm ve Ortodoks kilisesi üzerinden bir okuma yapıyor. Bence kırılma anı 1861’de toprak köleliğinin kaldırılması. Batılılaşma sürecinde bir dönüm noktası ancak feodalizm tam olarak bitmediği için bu durum işsizlik ve yoksulluk olarak topluma yansıyor. Üstad da Sanayi Devrimi sonrası Avrupa’sında çalışan kesimin sefaletini görünce herhalde illallah etti. Tekrar teşekkürler yorumunuz için.
Yazma üzerine demişken, yerli yazarlardan da örnek verecek olursak, Ferhan Şensoy, Haldun Taner'den aldığı yazarlık dersini anlatıyor. Başarı, rutin ve disiplinden geçiyor.
https://www.youtube.com/watch?v=-VBzP3S0POk
Tam yerinde bir örnek abi, çok teşekkürler 🙏 “Bir marangoz sabahtan dükkanını açıp nasıl çalışmaya başlıyorsa,” diyor ya videoda üstad, harika bir benzetme 👍🏻
İnce övgünüz için çok sağ olun 🙏 Ne kadar güzel bir katkı yaptınız, Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları’nı okumamıştım, bir an önce edinmek istedim. Dostoyevski’nin düşünce dünyasıyla söz gelimi Turgenyev gibi yazarların bakış açısı taban tabana tabii farklı. Belki hepsi ülkelerinin iyiliğini istiyor ama yöntemleri uzlaşamıyor. Bizim toprakların aynı dönemdeki haline de benzetiyorum yer yer. Pan-Slavizm ve Ortodoks kilisesi üzerinden bir okuma yapıyor. Bence kırılma anı 1861’de toprak köleliğinin kaldırılması. Batılılaşma sürecinde bir dönüm noktası ancak feodalizm tam olarak bitmediği için bu durum işsizlik ve yoksulluk olarak topluma yansıyor. Üstad da Sanayi Devrimi sonrası Avrupa’sında çalışan kesimin sefaletini görünce herhalde illallah etti. Tekrar teşekkürler yorumunuz için.