Çocukluk rüyaları ve hayat üzerine geçmişten bir deneme. 🧒 Liverpool -> Erkin Koray. 🎸 Oku: "Uzay Hakkında Bilmeniz Gereken 10 Şey - Becky Smethurst" 📚 İzle: "Boy - Taika Waititi" 🎬
Kavanozdaki adam ı hatırladım sanki. Beyin nakli oluyordu değil mi? Çocuktum o zaman ürkmüştüm. Benim başıma da geleceğini zannetmiş olmalıyım. Ne sancılı bir diziydi. Sanırım onun için unutmuş olmalıyım. Siz söyleyene dek hatırlamıyordum. Orada parça bütüne hükmetmeye çalışıyordu.
Bu arada çigdem çitleme metaforuna bayıldım ☺️ benimde kullanmam lazım. Yazıyorum bir kenara.
Evet beyin nakli olan birini canlandırıyordu Mekin. Tedirgin edici ve orijinal bir işti, Youtube’da bulunabiliyor olması lazım. Bazı parçalar o kadar önemli ki, yalnızca onun değişimi bile bütünü değiştiriyor, hatta duygusal bağı bile etkiliyor.
Benim de çocukluğuma donmem siz bilim teknik deyince oldu şimdi. Benim bilim çocuk dergisine aboneliğim vardı. O kadar meraklı bir çocuktum ki, her yeni sayi geldiğinde yeni şeyler öğreneceğim diye havalara uçardım. Derginin sağladığı Gözlem defterim vardı pikniğe gittiğimizde ilginç yaprak ve çiçekleri toplar defterime yapıştırır tarihi mekanı not ederdim. Posterleri odamın duvarına asardim. Hey gidi! Ama geçmiş geçmişte kalmıştı değil mi? 😅
Ne güzel anlattınız ☺️ Bilim teknik’in son iki sayfasında zekâ oyunları olurdu, çocuk yaşta çoğunu çözemezdim tabii ama beynimi zorlamayı çok severdim. Hatıralar geçmişte kalsa da meraklılık sürüyor haklısınız 😇 Dergi okuma kültürü denilen şey çocukluktan başlıyor, okuma alışkanlığını sürdürmek için de harika bir araç. Benim de minik arkeologlar köşelerinde tavsiye edildiği üzere teneke kutulara gazete küpürleri ve madeni para koyup gömmüşlüğüm vardı bu arada 😅
Meraklı olmak bir yaşam biçimi sanırım. Dediğiniz gibi o benimle gelen tek şey oldu, defterlerim ve posterlerim arkeolojik malzeme olarak toprağa karışmış olabilir sizin teneke kutular gibi 😊
Benimde bi koleksiyonum vardı bilim çocuk dergilerinden. Güzel günlerdi. Sanırım artık bilgiyi bilmenin bir anlamı olmadığı dönemlerdeyiz. Ama umarım çocuklarımızın geleceğini şekillendirecek dünyaya onları doğru hazırlayabiliriz. :)
Evet ne güzel söylediniz, bence de bilgi yerine anekdotlar çağındayız. 30 saniyelik Instagram videolarının 2x hızında ileri alınmasını gerektirecek kadar acelemiz var 😅
Momo diye bi kitabı bitirmek üzereyim. Büşra vermişti. Kitapta Duman adamlar diye bi grup var. İnsanların zamanlarını tasarruf etme adı altında onların zamanlarını çalıyorlar. Güzel bi çocuk hikayesi tadında. Okursanız veya çocuklar ile birlikte okursanız güzel bi kitap. 🙂
Michael Ende’nin değil mi? Bitmeyecek Öykü’yü okumuştum ama Momo’yu bir türlü okuyamamıştım, çok sağ olun tavsiyeniz için 🙏 İyi fikir, biraz bekletip oğlumuzla okuyalım ❤️
Düşündüren pazar yazılarınız için teşekkürler. Ben de okurken bende oluşanlardan bir düsünceler yazısı yazıyorum her Pazar ☺️ Parçalar bütünü oluşturur evet ve bence parça değiştiğinde bütünlük değişir. Formunu kaybetmemesi değişmediği anlamına gelmiyor ama değişim yaşamın olmazsa olmazı zaten. Reddetmek bir yanılsama veya yadsıma olabilir. Futbol takımı tutmak aslında zihinsel bir farkındalıktan ziyade duygusal bir bağ. O yüzden her ne olursa olsun kimse takımını değistirmiyor hatta fanatizme evriliyor bazen. Zihin aktarımı Micho Kaku nun Zihnin Geleceği kitabında geçiyordu. Hatta Transcendence filminin konusu da bu, zihin aktarımını anlatıyor. Gelecek günlerde insanlığı neyin beklediğini gerçekten endişelenmeden beklemek isterdim ancak bu mümkün görünmüyor. Bu arada kitap öneriniz harika. Carlo Rovelli nin kitapları da fiziği sevdirir. O da benim sevdiklerimden. Stephan Hawking i de unutmayayım tabi🪻
Ne iyi yapıyorsunuz, düşündürmek niyetiyle yazıyorum cidden. Yorumlarınızı ben de keyifle okuyorum, ellerinize sağlık, hem yeni şeyler öğreniyorum hem de konu yeni bir perspektif bulmuş oluyor 😊 Evet, söylediğiniz bana şunu çağrıştırdı. Aslında nesnenin parçaları önemli ölçüde değiştiğinde nesne değişmiş oluyor. Ancak bizim ona olan duygusal bağımız değişmiyor (ekstrem örnekler hariç; Ahmet Mekin'in yıllar önce başrol oynadığı Kavanozdaki Adam mini dizisini hatırladım birden). Ben bunun gerekçesini kendimce kültür olarak yorumlamıştım ancak dediğiniz de mantıklı, bazen öyle sahiplenici oluyoruz ki, gerçeği yadsıyoruz.
Ben de kitap önerileriniz için teşekkür ederim. Hawking ve Kaku'yu inceleme fırsatım oldu tabii ancak Rovelli'yi bilmiyordum, listeme aldım👍
Transcendence'taki gibi ürkünç bir son olmamasını dilesem de, en azından kısmi olarak bu zihin aktarımı/dijital ikiz konusu yakında gelecek gibi görünüyor. Yapay zekâ, büyük dil modelleri anlamında beklenenden hızlı ilerledi ve bir plato etkisi yaşayacak. O noktada AGI (Artificial General Intelligence) için insan dahilerin kafa kafaya verip bu yokuşu tırmanması bekleniyor. Bakalım neler olacak, çiğdem çitleyerek izliyoruz 🙏
Kavanozdaki adam ı hatırladım sanki. Beyin nakli oluyordu değil mi? Çocuktum o zaman ürkmüştüm. Benim başıma da geleceğini zannetmiş olmalıyım. Ne sancılı bir diziydi. Sanırım onun için unutmuş olmalıyım. Siz söyleyene dek hatırlamıyordum. Orada parça bütüne hükmetmeye çalışıyordu.
Bu arada çigdem çitleme metaforuna bayıldım ☺️ benimde kullanmam lazım. Yazıyorum bir kenara.
Evet beyin nakli olan birini canlandırıyordu Mekin. Tedirgin edici ve orijinal bir işti, Youtube’da bulunabiliyor olması lazım. Bazı parçalar o kadar önemli ki, yalnızca onun değişimi bile bütünü değiştiriyor, hatta duygusal bağı bile etkiliyor.
Çiğdem çitlemek. 😇
Benim de çocukluğuma donmem siz bilim teknik deyince oldu şimdi. Benim bilim çocuk dergisine aboneliğim vardı. O kadar meraklı bir çocuktum ki, her yeni sayi geldiğinde yeni şeyler öğreneceğim diye havalara uçardım. Derginin sağladığı Gözlem defterim vardı pikniğe gittiğimizde ilginç yaprak ve çiçekleri toplar defterime yapıştırır tarihi mekanı not ederdim. Posterleri odamın duvarına asardim. Hey gidi! Ama geçmiş geçmişte kalmıştı değil mi? 😅
Ne güzel anlattınız ☺️ Bilim teknik’in son iki sayfasında zekâ oyunları olurdu, çocuk yaşta çoğunu çözemezdim tabii ama beynimi zorlamayı çok severdim. Hatıralar geçmişte kalsa da meraklılık sürüyor haklısınız 😇 Dergi okuma kültürü denilen şey çocukluktan başlıyor, okuma alışkanlığını sürdürmek için de harika bir araç. Benim de minik arkeologlar köşelerinde tavsiye edildiği üzere teneke kutulara gazete küpürleri ve madeni para koyup gömmüşlüğüm vardı bu arada 😅
Meraklı olmak bir yaşam biçimi sanırım. Dediğiniz gibi o benimle gelen tek şey oldu, defterlerim ve posterlerim arkeolojik malzeme olarak toprağa karışmış olabilir sizin teneke kutular gibi 😊
Benimde bi koleksiyonum vardı bilim çocuk dergilerinden. Güzel günlerdi. Sanırım artık bilgiyi bilmenin bir anlamı olmadığı dönemlerdeyiz. Ama umarım çocuklarımızın geleceğini şekillendirecek dünyaya onları doğru hazırlayabiliriz. :)
Evet ne güzel söylediniz, bence de bilgi yerine anekdotlar çağındayız. 30 saniyelik Instagram videolarının 2x hızında ileri alınmasını gerektirecek kadar acelemiz var 😅
Momo diye bi kitabı bitirmek üzereyim. Büşra vermişti. Kitapta Duman adamlar diye bi grup var. İnsanların zamanlarını tasarruf etme adı altında onların zamanlarını çalıyorlar. Güzel bi çocuk hikayesi tadında. Okursanız veya çocuklar ile birlikte okursanız güzel bi kitap. 🙂
Michael Ende’nin değil mi? Bitmeyecek Öykü’yü okumuştum ama Momo’yu bir türlü okuyamamıştım, çok sağ olun tavsiyeniz için 🙏 İyi fikir, biraz bekletip oğlumuzla okuyalım ❤️
Harika! Ben de hep gurur duyardım bu koleksiyonlarımla, arkadaşlar başka koleksiyonlar peşindeyken 😊
Düşündüren pazar yazılarınız için teşekkürler. Ben de okurken bende oluşanlardan bir düsünceler yazısı yazıyorum her Pazar ☺️ Parçalar bütünü oluşturur evet ve bence parça değiştiğinde bütünlük değişir. Formunu kaybetmemesi değişmediği anlamına gelmiyor ama değişim yaşamın olmazsa olmazı zaten. Reddetmek bir yanılsama veya yadsıma olabilir. Futbol takımı tutmak aslında zihinsel bir farkındalıktan ziyade duygusal bir bağ. O yüzden her ne olursa olsun kimse takımını değistirmiyor hatta fanatizme evriliyor bazen. Zihin aktarımı Micho Kaku nun Zihnin Geleceği kitabında geçiyordu. Hatta Transcendence filminin konusu da bu, zihin aktarımını anlatıyor. Gelecek günlerde insanlığı neyin beklediğini gerçekten endişelenmeden beklemek isterdim ancak bu mümkün görünmüyor. Bu arada kitap öneriniz harika. Carlo Rovelli nin kitapları da fiziği sevdirir. O da benim sevdiklerimden. Stephan Hawking i de unutmayayım tabi🪻
Ne iyi yapıyorsunuz, düşündürmek niyetiyle yazıyorum cidden. Yorumlarınızı ben de keyifle okuyorum, ellerinize sağlık, hem yeni şeyler öğreniyorum hem de konu yeni bir perspektif bulmuş oluyor 😊 Evet, söylediğiniz bana şunu çağrıştırdı. Aslında nesnenin parçaları önemli ölçüde değiştiğinde nesne değişmiş oluyor. Ancak bizim ona olan duygusal bağımız değişmiyor (ekstrem örnekler hariç; Ahmet Mekin'in yıllar önce başrol oynadığı Kavanozdaki Adam mini dizisini hatırladım birden). Ben bunun gerekçesini kendimce kültür olarak yorumlamıştım ancak dediğiniz de mantıklı, bazen öyle sahiplenici oluyoruz ki, gerçeği yadsıyoruz.
Ben de kitap önerileriniz için teşekkür ederim. Hawking ve Kaku'yu inceleme fırsatım oldu tabii ancak Rovelli'yi bilmiyordum, listeme aldım👍
Transcendence'taki gibi ürkünç bir son olmamasını dilesem de, en azından kısmi olarak bu zihin aktarımı/dijital ikiz konusu yakında gelecek gibi görünüyor. Yapay zekâ, büyük dil modelleri anlamında beklenenden hızlı ilerledi ve bir plato etkisi yaşayacak. O noktada AGI (Artificial General Intelligence) için insan dahilerin kafa kafaya verip bu yokuşu tırmanması bekleniyor. Bakalım neler olacak, çiğdem çitleyerek izliyoruz 🙏